Kedigiller (Felidae) familyasından gelen Kediler (Felis silvestris catus), milattan önceki yıllarda evcilleştirilmiş ama hala avcı içgüdülerine sahip etçil hayvanlardır. Kedilerin evcilleştirildikleri günden bu yana bazı özellikleri de ev yaşantısına göre evrim geçirmiştir. Bu yazımızda kediler hakkında doğru bilinen yanlışlara ve onlar hakkında bilinmeyen gerçeklere değineceğiz. Onlar hakkında bilmediklerimiz, şaşıracağınız gerçekler belki de size kendi kedinizi çok daha yakından tanıma fırsatını verecektir.
Birçoğumuzun gözlemlediği gibi kedilerin giremeyeceği yer neredeyse yoktur. Bunun en büyük sebebi bizlerde olan ama onların sahip olmadığı köprücük kemiğidir. Bu nedenle başlarını sığdırdıkları her yere girebilirler.
Kedinizin yetişkin ya da yavru olması birşeyi değiştirmiyor. Onları sık sık uyuyor vaziyette görüyorsanız muhtemelen bir hastalığın habercisi de değildir. Çünkü kediler, memeli hayvanların en uykucu olanlarıdır. Ortalama olarak günlerinin 16 saatini uyuyarak geçirirler.
Kedimizi okşadığımızda kalbimize ve ruhumuza da iyi geldiği bilimsel olarak açıklanmış olan çıkardıkları mırıltı sesi, tüm hayvanlar aleminde sadece kedilere özeldir. Ayrıca bir kediyi okşamanın kan basıncını düşürdüğü gerçeği bilim tarafından da ispatlanmıştır. Kediler mırıldadıklarında hep mutlu ve huzurlu olduklarını düşünürüz. Her zaman bu nedenle mırıldamazlar. Mırıldadıkları zaman kemiklerinde oluşan titreşim, kaslarını gevşetmelerine ve acı hissini azaltmalarına yardımcı olur. Bu nedenle doğum yapan kediler, doğum anında mırıltı sesi çıkarırlar.
Kediler sade ve sadece insanlarla iletişim kurmak için miyavlarlar. Şöyle bir hafızanızı yoklarsanız, kedilerin birbirleriyle miyavlayarak konuşmadıklarını anımsarsınız. Miyavlama eylemini insanlara dertlerini anlatmak için yaparlar. Birkaç araştırma da göstermiştir ki; kedi miyavlaması insan vücuduna gerçekten de titreşimler yollamaktadır.
Kedinizin yaşını insan yaşı bazında hesaplamak için tüm yapmanız gereken; kedinizin yaşından bir sayı eksiltip, 4 ile çarpın ve çıkan sayıyı da 20 ile toplayın. Örneğin, 5 yaşındaki bir kediniz insan yaşı olarak 36 yaşındadır. Çok ciddi hastalıkları bulunmayan, sağlıklı kilosunda olan bir kedi ortalama olarak 15-16 yıl yaşar.
Kedilerin karanlıkta, gün ışığında gördüklerinden daha net görmeleri bir rivayet değil; gerçektir. Kediler karanlıkta bizlerden 6 kat daha iyi görürler.
Hepimiz muhtemelen küçük dostlarımız için evimizi onlara göre düzenliyoruz. Çıkabilecekleri yerleri kestirip, kedilerin muhteşem merakları yüzünden kırıp dökmelerini bir nevi engellemeye çalışıyoruz. Kedilerin sıçrayamayacağı yer yoktur diye bir tabir kullansak çok da abartmış olmayız. Çünkü kediler, kendi yüksekliklerinin 5 katı yüksekliğe kadar zıplayabilirler. Bu yüzden kırılacak eşyalarınızı dolap, kitaplık vb. üzerine de koymanızı tavsiye etmiyoruz.
Aslında bu hepimizin bildiği bir gerçek fakat, birçoğumuz şu açıdan değerlendirmemiştir. Biliyorsunuz ki kedinizi evlat edindiğiniz ilk günden bu yana bir kere bile tuvalet eğitimi vermeniz gerekmedi. Çünkü kediniz doğuştan bu eğitime sahip. İşte tüm evcil hayvanlar arasında bu özelliğe sahip tek hayvan kedilerdir. Aynı zamanda kedinizi yıkamanıza da gerek yoktur. Çünkü antiseptik tükürük salgısı ile kendilerini temizlerler ve birçoğu da sudan nefret eder.
Kedilerle ilgili bir başka rivayet ama gerçeğe değinmek gerekirse; “Kediler hep dört ayak üstüne düşer.” sözünü eminim sık duymuşsunuzdur. Bu söze bilimsel bir açıdan bakacak olursak, Amerika’da yapılan bir araştırmadan örnek verelim. Kedilerin 5 kata kadar mesafeden düştüklerinde ölüm, ağır yaralanma gibi vak’aların, 5 kat üzerindeki mesafelerden düşen kedilere göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bunun nedeni, kediler kaslarını gevşeterek paraşüt etkisi sağlarlar. Daha yüksek katlardan düşerken bu gevşetme eylemini gerçekleştirecek zamanı elde ederler. Kısacası bir kedi ne kadar yüksekten düşerse, hayatta kalma şansı o kadar artmaktadır.
Yorumlar 0